23 Aralık 2022 Cuma

HİÇ ÖLMEK İSTEMEYEN ADAM

 

   Her sabah olduğu gibi oturdu daktilosunun başına Füruğ. Yazmak için can atıyordu ama yine de korkuyordu. Akşama kadar bir cümle dahi yazamadan masanın başında oturmaktan korkuyordu. Fakat bugün içinde ayrı bir ferahlık vardı. Dün yazar arkadaşlarıyla oturmak ona iyi gelmişti. Korku ve cesaretle birlikte otururuverdi masaya. Bugün sadece yazmak istiyordu. Parmaklarına ağrılar girene kadar yazmak … Sonra başladı hayallerini ortalık yere savurmaya. Tahayyül ettiği ne varsa odanın her yerini doldurmuştu. Küçük kağıtlara aldığı notları bir bir daktilo ediyordu. Saniyeler dakikaları, dakikalar saatleri kovaladı. Masanın üzerinde kupa bardaklar birikti. Geride ise yalnızca migreni tutan bir baş ve kan oturmuş bir çift göz kaldı.

   Pencereye gidip perdeyi araladığında havanın karardığını gördü. Buz gibi bir kış gecesiydi. Yürümek geldi içinden birden. Ortalığı öylece bırakıp üzerine bir şeyler alıp çıktı dışarı. Her yer bembeyazdı. Bir kahve aldı. Yürüdü, yürüdü ve yürüdü. Sokaklar bomboştu. Etrafa yalnızca birkaç köpek vardı. Ses yoktu. Gürültü yoktu. Yalnızca Füruğ ve kendisi vardı. Biraz daha yürüdükten sonra bir banka oturdu. Birkaç dakika geçmişti ki yanına sessizce birisi ilişiverdi. Bir sürü boş banka varken geldi ve oturdu tek kelime etmeden. Füruğ anlık olarak kafasını kaldırıp adamın yüzüne baktı. Daha sonra umursamadı. Birazdan kalkar gider diye düşündü. Havada hala sessizlik hakimken sessizliği bozan adam oldu. ‘’Merhaba’’ dedi.  Füruğ soru soran gözlerle ‘’Merhaba.’’ dedi. ‘’Beni tanımadın mı diye sordu adam. Füruğ bu sefer kafasını kaldırıp dikkatlice baktı adamın yüzüne. Ama çıkaramadı. ‘’Afedersiniz tanıyamadım, siz kimsiniz?’’ diyerek tanımadığı adamı tanımaya çalıştı. ‘’Beni siz yazdınız.’’ dedi adam. Füruğ bir deliyle sohbet ettiğini sandı başta, güldü ve tek kelime etmeden banktan kalkmaya yeltendi. Tam o sırada adam Füruğ’u bileğinden yakaladı ve ‘’Gerçekten beni siz yazdınız.’’ Fürüğ adamın gözlerinin içine ilk kez baktı ve geri oturdu. Hiçbir şey söylemeden bekledi. Biraz sonra adam konuşmayı sürdürdü. ‘’Size kırgınım sayın yazar, beni bu kadar mutsuz bir insan olarak yazdığınız için size kırgınım.’’ Füruğ ise hala inanmıyordu. Fakat adam tekrar konuşmaya başladığı zaman bugün Füruğ’un kağıda yazdığı hayatı anlattı. Dünyanın en çaresiz insanını yazmıştı Füruğ bugün. Şaşkınlığını gizleyemiyordu. Gözlerini kırpmadan adamın gözlerinin içine bakıyordu sadece. Daha dikkatlı baktığı zaman bugün kağıtlara betimlediği tipin yanında oturduğunu fark etti. Simsiyah gözleri olan saçları dağınık , siyah kabanlı genç bir adam. Evet evet bugün bunları betimlemişti. Şaşkınlıktan ne yapacağını bilmez halde oturmaya devam etti. Adama sorular sormak istiyordu ama ne soracağını bilmiyordu. Adam tekrar konuşmaya başladı. ‘’Beni neden bu kadar mutsuz yazdınız, size çok kırgınım.’’ dedi. Füruğ yalnızca özür diledi adamdan ve devam etti;’’ Zaten güzel yazamıyorum. Siz de bana mutsuzluğunuzu dile getirerek bunu güzelce izah etmiş oldunuz.’’ Adam devam etti;’’ Diğer hikayelerinizi bilmem ama beni güzel yazmadınız. Size ve yazdıklarınıza göre bu akşam son kahvemi içip ilerdeki uçurumdan kendimi atmam gerekiyor. Fakat bu durum benim ruhuma çok aykırı. Hayatımı bu kadar zor yazan sizsiniz. Lütfen yakın beni yazdığınız kağıtları.’’ dedi. Füruğ cevap verdi; ‘’Yakamam kusura bakmayın bayım. Gidin ve hikayenin gereğini yapın.’’ adam; ‘’Ama ölmek istemiyorum.’’ dedi ve gözlerinden iki damla yaş süzüldü. Füruğ ne yapacağını bilemedi. Ve dakikalarca yanında ağlayan adamı izledi. Adam ölmek istemediğini söyleyip duruyordu. Füruğ sordu;’’ Neden yaşamak istiyorsun ki, ölmesen ne yapacaksın? Adam gözyaşlarını sildi elleriyle. ‘’Orası size kalmış. Gidin ve yakın o kağıtları daha sonra beni daha güzel yazın. Bu sefer teşekkür etmek için gelirim yanınıza sayın yazar.’’ diye ekledi. Füruğ kendi betimlediği adama son kez uzunca bakıp kaktı banktan. Adam ise bakakaldı arkasından tek kelime edemeden. Daha sonra hikaye gereği uçuruma doğru ilerlemeye koyuldu. Füruğ bu sırada eve geri döndü ve yazdığı hikayeyi okudu. Böyle bir şeyin imkansız olduğunu düşünerek kağıdı masasına bırakarak mutfağa gitti. Birilerinin kendisine şaka yaptığını düşünüyordu. Kendisine bir şeyler hazırlamaya koyuldu. Bu sırada ismi olmayan adam uçurumun kenarındaydı. İçtiği kahvenin plastik bardağını attı önce uçurumdan. Bardağın izlediği yolu seyretti. Bu sırada Füruğ'u yazdığı hikayenin yanına iten anlamlandıramadığı bir his, hikayenin yanına tekrar götürdü. Yazdığı hikayeye son kez baktı ve elindeki çakmakla tutuşturdu kağıdı.  Uçurumun başında durup ölmeyi bekleyen adam ise birden ortadan kayboldu. Füruğ  ise daktilosuna yeni bir kağıt koyup aynı adamı yeniden yazmaya koyuldu. Yeni hikaye şöyle başlıyordu;

 Hiç ölmek istemeyen çok mutlu bir adam varmış ….

2 yorum:

  1. O kadar güzel kaleme almışsın ki hikayenin içinde kendimi hissettim 🌹 Asla yazmayı bırakma ❤️

    YanıtlaSil
  2. ...Füruğ ise daktilosuna yeni bir kağıt koyup aynı adamı yeniden yazmaya koyuldu.
    ...Tam o sırada hafif ama bir o kadar derin anlam taşıyan uykusundan uyandı ve yazmaya şöyle başlayarak devam etti...
    Hiç ölmek istemeyen çok mutlu bir adam varmıs.

    - çok güzel bir girizgah olmuş. Kalemine sağlık

    YanıtlaSil